|
Kategori |
İngilizce |
Türkçe |
|
General |
|
1 |
Genel |
pick up line i.
|
karşı cinsi tavlama sözleri |
|
2 |
Genel |
pick up line i.
|
karşı cinsi ayartma sözleri |
|
3 |
Genel |
police line-up i.
|
polis kordonu |
|
4 |
Genel |
line-up i.
|
saf |
|
5 |
Genel |
line-up i.
|
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası |
|
6 |
Genel |
line-up i.
|
dizi |
|
7 |
Genel |
line-up i.
|
program |
|
8 |
Genel |
line-up i.
|
sıra |
|
9 |
Genel |
line up with f.
|
savunmak |
|
10 |
Genel |
set up a line f.
|
hat döşemek |
|
11 |
Genel |
set up a line f.
|
hat kurmak |
|
12 |
Genel |
line up at the door f.
|
kapıda sıraya girmek |
|
Phrasals |
|
13 |
Öbek Fiiller |
line up behind f.
|
arkasına dizilmek |
|
14 |
Öbek Fiiller |
line up for something f.
|
bir şey için sıraya girmek/kuyruk yapmak |
|
15 |
Öbek Fiiller |
line up on something f.
|
bir şeyin üzerinde sıraya girmek/sıra yapmak |
|
16 |
Öbek Fiiller |
line up behind f.
|
destekleme amacıyla arkasında saf tutmak |
|
|
17 |
Öbek Fiiller |
line up into something f.
|
sıra oluşturmak |
|
18 |
Öbek Fiiller |
line up in something f.
|
sıra oluşturmak |
|
19 |
Öbek Fiiller |
line up for something f.
|
(bir şey için) kuyruğa girmek |
|
20 |
Öbek Fiiller |
line up for something f.
|
(bir şey için) sıraya girmek |
|
21 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
sırada birine/bir şeye katılmak |
|
22 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile sıraya girmek |
|
23 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
diğerleriyle birlikte sıraya girmek |
|
24 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile sıraya sokmak |
|
25 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
diğerleriyle birlikte sıraya sokmak |
|
26 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile hizaya girmek |
|
27 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile hizaya sokmak |
|
28 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile hizalamak |
|
29 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile hizalanmak |
|
30 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile ip gibi dizmek/sıralamak |
|
31 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile ip gibi dizilmek/sıralanmak |
|
32 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile uyumlu olmak |
|
33 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile mutabık olmak |
|
34 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile uygun olmak |
|
35 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile toplantı, etkinlik, görüşme organize etmek |
|
36 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile toplantı, etkinlik, görüşme planlamak |
|
37 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile toplantı, etkinlik, görüşme tarihi belirlemek |
|
38 |
Öbek Fiiller |
line up with f.
|
ile toplantı, etkinlik, görüşme ayarlamak |
|
39 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with someone or something f.
|
birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle sıraya sokmak |
|
40 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with someone or something f.
|
birilerini/bir şeyleri biriyle veya bir şeyle aynı hizaya sokmak |
|
41 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with someone or something f.
|
birilerini/bir şeyleri biriyle veya bir şeyle hizalamak |
|
42 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with someone or something f.
|
birilerini/bir şeyleri biriyle veya bir şeyle aynı hizada sıralamak |
|
43 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with someone or something f.
|
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme organize etmek |
|
44 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with someone or something f.
|
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme planlamak |
|
45 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with someone or something f.
|
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme tarihi belirlemek |
|
46 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with someone or something f.
|
biri/bir grup ile toplantı, etkinlik, görüşme ayarlamak |
|
47 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyle aynı hizaya sokmak |
|
48 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with something f.
|
birini/bir şeyi bir şeyle hizalamak |
|
49 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with something f.
|
birini/bir şeyi bir şeye göre sıralamak |
|
50 |
Öbek Fiiller |
line someone or something up with something f.
|
birini/bir şeyi bir şeye göre hizalamak |
|
51 |
Öbek Fiiller |
line up with someone f.
|
biriyle sıraya girmek |
|
52 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
boyunca sıraya girmek |
|
53 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
boyunca sıra oluşturmak |
|
54 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
yanında sıraya girmek/sıra oluşturmak |
|
55 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
boyunca sıraya sokmak |
|
56 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
boyunca sıra yapmak |
|
|
57 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
yanında sıraya sokmak/sıra yapmak |
|
58 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
üstünde sıraya sokmak |
|
59 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
üstünde sıra yapmak |
|
60 |
Öbek Fiiller |
line up along f.
|
tepesinde sıraya sokmak/sıra yapmak |
|
61 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yanında sıraya girmek |
|
62 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yanında sırada olmak |
|
63 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yanında sırada durmak |
|
64 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yan yana sıraya girmek |
|
65 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yan yana sıra yapmak |
|
66 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yan yana sıra oluşturmak |
|
67 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yan yana sıra olmak |
|
68 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yanında sıraya sokmak |
|
69 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yanında sıra yapmak |
|
70 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yanında sıraya koymak |
|
71 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yan yana sıraya dizmek |
|
72 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yan yana sıraya koymak |
|
73 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yan yana sıralamak |
|
74 |
Öbek Fiiller |
line up alongside f.
|
yan yana sıraya sokmak |
|
75 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanında sıraya girmek |
|
76 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak |
|
77 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıraya girmek |
|
78 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanında sırada durmak |
|
79 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıra yapmak |
|
80 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıra olmak |
|
81 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanında sıraya koymak |
|
82 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıraya dizmek |
|
83 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıralamak |
|
84 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle yan yana sıraya girmek/sokmak |
|
85 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanında sıraya girmek |
|
86 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak |
|
87 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıraya girmek |
|
88 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanında sırada durmak |
|
89 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıra yapmak |
|
90 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıra olmak |
|
91 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanında sıraya koymak |
|
92 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıraya dizmek |
|
93 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
birinin/bir şeyin yanına sıralamak |
|
94 |
Öbek Fiiller |
line up alongside someone or something f.
|
biriyle/bir şeyle yan yana sıraya girmek/sokmak |
|
95 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
karşısında sıraya girmek |
|
96 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
'-in karşısında sıralanmak |
|
97 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
karşısında dizilmek |
|
98 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
-e karşı bir araya getirmek |
|
99 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
'-in karşısına dizmek/çıkarmak |
|
100 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
-e karşı dizilmek |
|
101 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
'-e karşı sıralanmak |
|
102 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
'-e karşı sıraya girmek |
|
103 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
-e karşı dizmek |
|
104 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
'-e karşı sıralamak |
|
105 |
Öbek Fiiller |
line up against f.
|
'-e karşı sıraya sokmak |
|
106 |
Öbek Fiiller |
line up for f.
|
için sıraya girmek/kuyruk yapmak |
|
107 |
Öbek Fiiller |
line up for f.
|
için sıraya girmek |
|
108 |
Öbek Fiiller |
line up for f.
|
için kuyruğa girmek |
|
109 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir şekilde) sıralanmak |
|
110 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir şekilde) sıraya girmek |
|
111 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir şekilde) dizilmek |
|
112 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir şey halinde) sıraya girmek/dizilmek |
|
113 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir şekilde) sıralamak |
|
114 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir şekilde) sıraya sokmak |
|
115 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir şekilde) dizmek |
|
116 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir şey halinde) sıraya sokmak/dizmek |
|
117 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir yerde/bir yerin veya bir şeyin içerisinde) sıraya girmek/dizilmek |
|
118 |
Öbek Fiiller |
line up in f.
|
(bir yerde/bir yerin veya bir şeyin içerisinde) sıraya sokmak/dizmek |
|
119 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
-in üzerinde sıralanmak |
|
120 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
'-in üzerinde sıraya girmek |
|
121 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
'-in üzerinde dizilmek |
|
122 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
boyunca sıralanmak/dizilmek |
|
123 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
-in üzerinde sıralamak |
|
124 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
'-in üzerinde sıraya sokmak |
|
125 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
'-in üzerinde dizmek |
|
126 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
boyunca sıralamak/dizmek |
|
127 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
-in üzerine sıralamak |
|
128 |
Öbek Fiiller |
line up on f.
|
'-in üzerine dizmek |
|
Colloquial |
|
129 |
Konuşma Dili |
chat-up line i.
|
(flört etmek, birini tavlamak için) lafa girme cümlesi |
|
130 |
Konuşma Dili |
chat-up line i.
|
(flört etmek, birini tavlamak için) laf/sohbet açma cümlesi |
|
131 |
Konuşma Dili |
pick-up line i.
|
karşı cinsi tavlama sözleri |
|
132 |
Konuşma Dili |
pick-up line i.
|
karşı cinsi ayartma sözleri |
|
133 |
Konuşma Dili |
up-line s.
|
üst düzey |
|
134 |
Konuşma Dili |
up-line s.
|
hiyerarşik yönetim yapısında üst seviyede olan |
|
Idioms |
|
135 |
Deyim |
line up to blurb f.
|
kitap kapağındaki yazı yazanlar arasında yer almak |
|
136 |
Deyim |
line up against f.
|
-e karşı bir araya gelmek |
|
Speaking |
|
137 |
Konuşma |
how to line up the wagons expr.
|
vagonların sıralanışı nasıl yapılır |
|
Law |
|
138 |
Hukuk |
line-up i.
|
gerçek suçluyu teşhis etmek icin (karakolda polis tarafindan) şüphelilerin sıraya dizilmesi |
|
139 |
Hukuk |
line-up i.
|
teşhis maksadıyla zanlıları/şüpheli şahısları sıraya dizme |
|
140 |
Hukuk |
line-up i.
|
teşhis amacıyla yüzleştirme veya muvacehe |
|
141 |
Hukuk |
line-up i.
|
zanlı teşhis odası |
|
Technical |
|
142 |
Teknik |
steam line warm-up i.
|
buhar hattının ısıtılması |
|
143 |
Teknik |
make-up water line i.
|
katma suyu hattı |
|
144 |
Teknik |
start-up oil line i.
|
yol verme yağı hattı |
|
Computer |
|
145 |
Bilgisayar |
line up extend i.
|
çizgi yukarı uzatma |
|
146 |
Bilgisayar |
line up icons expr.
|
simgeleri sırala |
|
147 |
Bilgisayar |
line up icons expr.
|
simgeleri diz |
|
148 |
Bilgisayar |
line up icons expr.
|
simgeleri hizala |
|
Informatics |
|
149 |
Bilişim |
dial-up line i.
|
ara-gir hat |
|
150 |
Bilişim |
dial-up line i.
|
aramalı hat |
|
151 |
Bilişim |
dial-up line i.
|
çevirmeli hat |
|
Telecom |
|
152 |
Telekom |
dial-up line i.
|
çevirmeli hat |
|
Automotive |
|
153 |
Otomotiv |
starting line-up i.
|
başlama sıralaması |
|
Railway |
|
154 |
Demiryolu |
up line i.
|
rampa yukarı hat |
|
155 |
Demiryolu |
up-line i.
|
üst hat |
|
156 |
Demiryolu |
up-line i.
|
trenlerin hattın bittiği yere gittiği demiryolu hattı |
|
Military |
|
157 |
Askeri |
bottom line up front (bluf) expr.
|
ilk ve en onemli bilgi/bilgiler |
|
Sport |
|
158 |
Spor |
line-up i.
|
oyun başlamadan oyuncuların yerini alması |
|
159 |
Spor |
line up of the team i.
|
takım kadrosu |
|
160 |
Spor |
team line-up i.
|
takım kadrosu |
|
161 |
Spor |
line-up i.
|
maç kadrosu |
|
162 |
Spor |
line-up i.
|
esami listesi |
|
Volleyball |
|
163 |
Voleybol |
line up trick i.
|
diziliş aldatmacası |
|
Slang |
|
164 |
Argo |
chat-up line i.
|
kız tavlama yöntemi |
|
165 |
Argo |
cheesy pick-up line i.
|
ucuz tavlama lafı |
|